Çocuklarımızın Hayatında TV Olmamalı

0-3 yaş arasındaki çocukların uzun süre televizyon karşısında kalmaları, birçok olumsuz sonucu beraberinde getirir. Dil gelişiminde bozukluk, hareketsizliğe bağlı kilo alma gibi negatif etkiler ya
ratan televizyon izlemenin yol açtığı diğer sorunları Fizyoterapist Ebru Albayrak Sidar sıraladı.

Anne Baba Tutumları ve Kişilik Üzerindeki Etkileri

OTORİTER TUTUM
Çocuğunu belli bir ideal peşinde ve belli kalıplar içinde yetiştirmeye çalışan anne babalardır. Çoğunlukla anlayışsız, hoşgörüsüz, katı ve baskıcı bir tutum içindedirler. Hata ve yanlış yapma hakları yoktur. Anne baba isteklerinden ödün vermez çünkü onlar hep haklıdır. Ailenin verdiği disiplin çocuğu hayatından bıktırır. Çocuklar kendilerini tam anlamıyla ifade edemedikleri için bunlardan başarı beklemek yanlış olur. Otoriter ailede yetişen çocuklar stresli ve tedirgindirler. Kendine olan güveni hemen hemen yok gibidir. Sessiz, çekingen, başkasının etkisinde kolayca kalabilen çocuklardır. Sürekli eleştirildiği için aşağılık duygusu olabilir. Kendi başlarına karar veremezler, birilerinin onu yönlendirmesini beklerler. Bunların tam tersi çocuk isyankar da olabilir.


11 Aylık Gelişim


Yaptı: Pusetinde uyumaya başladı

Artık yeni uyutulma şekli pusetinde ileri geri sallanarak.Ayakta sallanmaktan sıkılmış olmalı ki,istemiyor ayakta sallanmayı,ya da dişi çıktığı için bu huysuzluğunda değişiklik istemiş de olabilir.Bir de sallanmadan uyusa annesi ne kadar mutlu olacak.
18 Eylül 2012 Salı

İlk kez: Uyurken kaka yaptı

Bebekliğinden bu yana ilk kez uyurken kaka yaptı.Annesi oğluşunu kontrol etmeye gittiğinde kokudan duramadı ama uyandırmaya da kıyamadı.Kakalı kakalı uyudu.
19 Eylül 2012 Çarşamba

İlk kez: 

Ellerini kaldırarak "çaaak" yapıyor

Saklambaç oynuyor, saklanıyor sonrada "cee ee"yapıyor

"al" deyince alıyor,"ver"deyince veriyor

''Çak''deyince çak yapıyor,müzik duyunca alkış yapıyor,''al''deyince alıyor,''ver''deyince veriyor.Yakalamaca oyununu çok seviyor,''yakalayın,yakalayın''dediğimizde hızla emekleyerek kaçıyor ve sonra oturup arkasına dönüp bize bakıyor.''Saklambaç''oynuyor,gidip bir köşeye saklanıp bize cee ee yapıyor.
20 Eylül 2012 Perşembe

Yaptı: Gece boyu emmeden uyudu

Bu ara rekor üstüne rekor kırıyor.Cumartesi gecesi akşam saat 20:00de yediği yemekle,sabaha kadar emmeye bile kalkmadan uyudu.4 aylıktan bu yana dün gece uykuya geçerken kendi kendine uyudu.Yine bu gece de akşam pilav yiyince tok tutmuş olmalı ki sabah 7:00ye kadar emmedi,gece 2 kez kalktı ama gazı olduğu için kalktı.Annesi ve babası bu durumdan çok mesutlar.
25 Eylül 2012 Salı

Sözlük:

Kelime: anniii, 
Anlamı: anne
Not: Anne olduğunu umut ediyorum,ilerleyen günlerde anlayacağız bakalım
26 Eylül 2012 Çarşamba

İlk kez: Beşinci dişi çıktı

5.dişimiz üst ön dişin hemen yanından geliyor.
26 Eylül 2012 Çarşamba

İlk kez: 6saat uykusuzluk rekorunun ardından, 3.5saat uyku rekoru yaptı

6 saat rekor uykusuzluğumun ardından, yine rekor 3saat 35dk.uyudum.Annesini bugün canından bezdirdi ama hep dişler yüzünden.
26 Eylül 2012 Çarşamba

İlk kez: Legolarını takamıyor ama çıkartabiliyor

Legoları takamıyor ama annesi takıyor o çıkartıyor.Halkaları çubuğuna yine annesi takıyor o tek tek çıkartıyor.
26 Eylül 2012 Çarşamba

Yaptı: İkinci kez saç tıraşı oldu

İkinci kez saç tıraşını yine ilknur teyzesi yaptı.üçüncüye babası berbere götürecekmiş,erkek adam olmuş artık. Berberde durmaz diye, su dolu küvetin içine soktuk,önüne oyuncaklarını doldurup o oynarken ilknur teyzesi kesiverdi.Oyuncaklarla kandırdık şimdilik.
27 Eylül 2012 Perşembe

Yaptı: Telefon-konuşma bağlantısını çözdü

Telefonu eline geçirdiği gibi kulağına tutup guu,guuu sesler çıkartıyor, anne-babasını taklit ediyor.Hatta bu oyunu o kadar çok sevdi ki eline ne geçirse telefonla konuşuyormuş gibi kulağına tutuyor.Emziğini bile :)
27 Eylül 2012 Perşembe

İlk kez: Hasta oldu

Hasta oldu ve peditus ilaç içti.Hep babasının yüzünden ondan geçti.Burnunun biri şarıl şarıl akıyor diğeri tıkalı,uyuyamıyor bile nefes almakta zorlanıyor.
02 Ekim 2012 Salı

İlk kez: Dayısının düğününe bursaya gitti

Dayısının düğününe bursaya gitti ve anne-babasını hiç üzmedi.Annesi uyku konusunda çok tedirgindi öğleden sonra uykusuna biraz geç yattı.Akşam da 10:30 a kadar dayandı,uykusu gelince de babası otel de odaya çıkardı uyuttu ve yanında nöbet tuttu.
13 Ekim 2012 Cumartesi

İlk kez: Koltuğa inip çıkmayı öğrendi

Önce koltuktan inmeyi öğrendi sonra çıkmayı.Artık rahatlıkla koltuklara inip çıkıyor.Hatta inerken totosunu inme pozisyonuna çevirip hoppp aşağı doğru kayıyor.Annesinin çok hoşuna gidiyor bu hali.
13 Ekim 2012 Cumartesi

İlk kez: Doğum günü kutlaması az kalsın olamayacaktı

Bugün oğlumun doğum günü, artık 1 yaşında oldu,büyüdü ve küçük adam oldu.Anne-babası yoğunlukları dolayısıyla kutlama yapamayacaklar ama seneye inşallah acısını çıkartacaklar.
17 Ekim 2012 Cuma

İlk kez: Süpriz doğum günü kutlandı

Doğum günü için annesi hiçbir hazırlık yapamadığından babası süpriz yaptı.İşten biraz erken geldi,gelirken pasta ve "ilk arabam"hediyesini alıp gelmiş.Annesi de akşam saat 6 gibi hemencecik komşulara haber verdi.Ortalık taşınma telaşımızdan dolayı dandiniydi.Hemen anne-babası ve anneannesi 1 saat içinde her tarafı pırıl pırıl yaptılar ve komşu teyzeler gelince de pastayı üfledik.Annesi d.günü yapamıcaz diye çok üzülüyordu ama küçük de olsa bir kutlama yapıldı da annesinin içi rahatladı.
17 Ekim 2012 Cuma

İlk kez: Adım attı

Canım oğluşumun bize doğum günü hediyesi, ilk kez sabah saat 8 de uyanması ve doğum günü partisinde iki adım atması oldu
17 Ekim 2012 Cuma



Diş Çıkarırken Biz Neler Yaşadık?

Sevgili dostlar; 
Blogumun bu sayfasında size biz anneleri resmen canından bezdiren, bebeklerimize uykusuz ve huzursuz geceler geçirten ve onların adeta hırçın birer canavara dönüşmesini sağlayan diş hikâyelerimizden bahsetmek istiyorum...

İlk Dişler, ilk heyecan… 

Kaan’ımız ilk iki dişini 12 Mayıs 2012’ta yani 6 ay 23 günlükken çıkarmıştı. Açıkçası o günleri heyecandan ve diş buğdayı partisi hazırlıklarıyla meşgul olmaktan tam olarak hatırlayamıyorum. O döneme ait çok net hatırladığım iki şey varsa, onlarda Kaan efendinin her yarım saat başı uyandığı, beni emdiği ve yorgunluktan bitkin düşmüş annesinden ilgi istediği bitmek bilmeyen iki gecedir. Arka arkaya iki gece boyunca bana yapmadığı işkence kalmadığı gibi kendisi de uykusuzluktan ne yapacağını bilememişti. Uykusuz geçen gecelerin ertesinde bir ruh gibi gezerken bir yandan Kaan’la ilgilenmeye çalıştığımı ve her zamanki gibi tüm hırsımı telefonda eşimden çıkardım. Eşim sesini çıkarmasa da içinden bana ettiği küfürleri telefonda hissedebiliyordum. Bunun için onu suçlayamazdım da ...

Üç ve Dört Numara, (üst ön dişler) 

İlk dişlerimiz olan alt iki dişimiz çıktıktan sonra üst iki dişin birkaç hafta içinde gelmesini bekliyorduk ki, Kaan bu dişler için bizi tam dört ay bekletti. Zaten sabırsız biri olduğum için bu dört ay benim için bir türlü geçmek bilmedi. Bir an önce oğluma çiğneyebileceği yemekler yapıp yedirmek istiyordum ama hayatta her şey planlandığı gibi olmuyor. Galiba birinin bana bunu öğretmesi lazım.. 

Uzun zamandır seyahatlere gitmeyen babamızın Almanya seyahatinden bir gün önce gelmeye karar veren Kaan’ın dişleri, onun bu huysuz ve uykusuz döneminde tek başıma kalacağım için beni derin bir endişeye sevk etti. Kaan da dişlerin gelme belirtileri ilk önce uykuya direnme ve sürekli bir mızmızlanma ile kendini gösterdi. Eşim Almanya’ya gitmeden önceki son gece Kaan’ı uyutabilmek için o güne kadar denemediğimiz son çareye de başvurmak zorunda kaldık. Ki bu yöntem benim en çok nefret ettiğim yöntemdir, iki saatlik başarısız bir sürü farklı uyutma denemesinin ardından Kaan’ı çarşafta sallayarak on dakika içinde uyutuverdik. Ertesi gün oğlumun kabarmış dişetlerinin altından kendini gösteren dişlerini gördüğümüzde bir gece önce çektiğimiz sıkıntıları unutuverdik. Dişlerin beyaz ucu henüz çıkmamış da olsa artık üstte de iki dişimiz olacaktı. Babamız Almanya’ya gittiğinde hemen kulübeden yedek oyuncu olarak babaannemiz oyuna girdi ve bizi yalnız bırakmadı. İyi ki de gelmiş, o gelmeseymiş ne yapardım diye hala düşünüyorum. Çünkü iyice hareketlenen Kaan uyumak istemediğinde tek başına onunla baş etmek imkânsız bir hal alıyordu. 

Babamız gelene kadar ki sıkıntılı günleri babaannemizle birlikte paylaşarak geçirdik. Kaan’ı sırayla oynatıyor, uyutuyorduk. Bu arada huysuz oğlum kakasını normalde günde iki kez yaparken, gelen dişlerin verdiği rahatsızlıkla birlikte dört sefere çıkardı. Bense oğlumun iyi doyduğu için çok kaka yaptığını sanıyordum. Neyse ki bu dönemde ishal olmadık ve ateşimiz de çıkmadı. Bunlarla teselli olarak o haftayı öyle böyle atlattık. 

Hafta sonuna doğru dişlerimiz diş etinin içinden çıkmış ve uzama yolunda ilerliyorlardı. Gelen yeni iki dişiyle birlikte iki dişli canavarım, dört dişli canavar olmuştu. 

Beş ve Altı Numara(Üst yan dişler) 

3 ve 4. dişlerimiz çıkınca biraz ara veririz diye düşünmüştüm, ancak öyle olmadı. Üstten ön, üç ve dördüncü dişimizin hemen ardından yine üst yanlardan beş ve altıncı dişimiz geliyordu. Hem de çıkmasını 4 ay beklediğimiz dişlerden hemen iki gün sonra.. 

Diş çıkarma faslına ara verdiğimizi düşünerek fırsattan istifade Kaan’ın kendi kendine uyuma eğitimine devam etmeye başlamıştım. Sabahın saat 7.00’inde uyanan oğlum, sabah uykusuna genelde uyandıktan 2-2.5 saat sonra başlardı. Yani benim hesabıma göre 9:30 civarında uyuması gerekiyordu. İki gündür kendi kendimize uyumanın verdiği güvenle, 9:30 gibi Kaan’la birlikte uyumak için onun odasına girdik. Önce bir saat kadar uyumasını bekledim, nitekim bazen uyuması zaman alıyordu. Ancak odada geçen iki saatin ardından Kaan’ın uyumayacağını anlayıp sallayarak uyutmayı denedim. Ama ne mümkün, ayağıma koyar koymaz hemen kalkıp kaçmaya çalışınca bu sefer diğer bir çare pusetinde ileri geri sallamayı denedim. Keşke denemez olaydım, sanki etinden et koparılıyormuş gibi kıyametleri kopardı. Artık çıldırmak üzereydim, ne enerjim ne de Kaan’ı uyutmak için ümidim kalmıştı. Saate göz attım, öğlen 12 olmuştu. Hava almak için dışarı çıkarıp çıkarmamakta kararsız kaldım. 2,5 saati aşan uyutma çabalarımın sonucunda zaten hareket edecek halim de yoktu. Saat 13.00 olunca, birden sanki ilahi bir kuvvet geldi ve kendimi toparlayıp Kaan’ı giydirdim. Pusetine koydum, tam dışarı çıkmak üzereyken bir baktım gözlerimiz kaymış, bir mayhoşluk, uyku hali çökmüş Kaan’ın üzerine. Kapıyı dahi örtmeden ileri geri sallamaya başladım, bir dakika bile geçmeden uyuya kaldı. Resmen sevinçten ağlamak istiyordum, bir nefes almak için kendime bir kahve yaptım ve 3 saat 15dk sonra uyanan oğlumu ayakta alkışladım. 

Birde araya hastalık girince; 

Dişler çıkmıştı, ama o hafta çekeceğimiz sıkıntı daha bitmemişti. Hafta sonu olunca yeni evin hazırlıklarını rahatça yapabilmek için Kaan’ı babaanneyle dedemize bıraktık. Eşek sıpası bana çıkardığı zorlukların yarısını bile yaşatmamış onlara ama sıkıntı pazar günü hem babası hem de dedesi hasta olunca başladı. Kaan’ı hasta etmeden nasıl atlatırız diye düşünmeye kalmadan Kaan önce hapşırmaya başladı, sonra da burnu tıkandı. Uykusuz geçen pazar akşamından sonra pazartesi yine bütün gün evde tek başına Kaan’la uğraştım. Burnu tıkandığı için yavrum ne beni, ne de emzik emebildi. Bebeklerde her şey zincirleme bir reaksiyon; emzik ememediği için uykuya dalamadı ben yine sinir küpüne döndüm. Hatta o sinirle kayınvalidemi arayıp emziğin bir daha uyku dışında asla verilmeyeceğini, oğlumun emziğe daha da fazla bağımlı hale gelmesinin sıkıntısını benim çektiğimi söyledim. Çaresiz bir şekilde oğlumu tek başıma çarşafta sallamaya çalışmaktan avuç içlerim ve belim resmen koptu ve Kaan o gün çok az uyudu. Akşamüstü olunca doktorumuzu aradım, peditus grip ilacıyla burun spreyi vermemi söyledi. İlaçları verdik ama gece olunca yavrum bütün günkü uykusuzluğun üstüne birde ateşlendi. Kaan’ım ilk kez ateşlenmiş ve ilk kez ilaç kullanmış oldu. Bütün gece ailecek nöbetteydik, sabaha kadar ateşten yarım saatte bir uyandı, çıplak yatırarak ve sirkeli sularla kompres yaparak ateşini bir nebze olsun düşürebildik. Gece kâbus gibi geçmişti ve hiç uyuyamamıştık. Sabah babamız sağ olsun işe 2 saat geç gitti de ben 2 saat olsun uyuyabildim. Babaların fedakârlığı da böyle oluyordu işte, babamız işe uykusuz bir şekilde gitmek zorunda kalmıştı. 

Diş sıkıntısı devam ediyor, şu dişler çıksa da kurtulsak; 

04.10.2012: Günlerden beri canımı çıkartan Kaan efendiye artık yenik düşmüştüm. Tek başıma daha fazla mücadele edemeyeceğim için babaannemizden birkaç günlük destek istedik ve babaannemizi akşamdan getirdik. İyi ki de getirmişiz, gece 12de Kaan efendi uyandı, ne mutlu uyutabilene. Bir müddet babaanneyle ben çarşafta salladık ama nafile, ben günlerin getirdiği yorgunlukla iyiden iyiye gerilince Allahtan babası kalktı da ben de arkama bakmadan gidip yattım. Ben uyutmadım ama, yine de sabaha kadar yat kalk deliye döndüm. Sanki gece boyunca deliksiz uyumuş gibi sabah saat 6 olunca Kaan efendi yine cin gibi gözlerini açtı. Tuttuğum gibi hemen babaanneye uzattım Kaan’ı ve saat 9:00’a kadar uyudum. Uyandığımda Kaan ortalıkta dört dönüyordu. Sabah uykusuna yatma saati geldiğinde uyutmak istedik ama her zamanki gibi kıyametleri kopardı. Biraz daha oynasın diyerek yarım saat daha oyalandıktan sonra tekrar denedik. Yine aynı tepkiler, derken 10 dakikada bir deneye deneye 2 saat boyunca uyutmaya uğraştık. Ne pusetinde sallarken, ne çarşafta ne de kucakta sallama ile başarılı olamadık. Biz denemekten bitkin düşmüştük ama Kaan efendinin maşallah enerjisi yerindeydi. Puset, çarşaf, kucak üçgeninde rasgele denemelerimiz devam ediyor ama 2 kadın ufacık bir çocuğu uyutamıyorduk. Son bir kez daha pusetine koymaya çalıştım ama uyutulmak istediğini anlayan Kaan binmemek için direniyordu. Hadi parka gidiyoruz diye dış kapıyı açınca bir an kandırabildim, hatta puseti ileri geri sallarken bir ara iyice mayıştı. Tam uyuyacak derken, bir anda yine uykuya direnmeye devam edip pusetten zıplamak istedi. Tabi pusete kemerle bağlı olduğu için kalkamayınca çığlığı bastı. Susturmak için hemen yine çarşafa aldık ve bu denemede zafer bizim oldu. Sabahın saat 6’sında kalkan beyefendi, 12:30 da uyuyabildi. Tam 6.5 saat uyumadan dayanarak yeni rekorunu kırmış oldu. Bu kadar uykusuzluktan sonra en az 3 saat uyur diye beklerken 2 saat sonra uyandı. Nasıl olsa akşam üstü bir uyku daha yapar diye dert etmeyip yemek faslına geçtim. Her zaman severek yediği sebze çorbasından yaptım, kaşığı ağzına koyduğum gibi tükürmesi bir oldu. 4-5 kez denedim, istemedi. Belki parkta açık havada yer diyerek parka gittik, yine yemedi. Çorbasını her zaman ki gibi blenderdan geçirmeden yapmıştım, acaba pütürlü diye mi istemiyor diye blenderdan geçirdim, yine istemedi. Resmen sabrımın sınırlarını zorluyordu. Çorbasını yemedi, bari meyvesini yesin diyerek hemen hazırladım. Bir iki kaşık derken, baktım meyvesini, üstüne çorbasını ve arada bir kase de yoğurdu bitirmiş. Çocuğu yemeğini yiyen her anne gibi mutluluktan havalara uçtum. Akşamüstü uyku saatine kadar her şey yolundaydı. Ben hafiften gerilsem de, saat 5’teki ilk deneme de çok ısrar etmedim. Saat 6’da banyosunu yaptırıp tekrar denedik yine uyumadı. Denemeye devam etsek te sonuç değişmedi. Saat 7-8 derken en son akşam yemeğini yedirdim ve akşam 8:30 olduğunda kafasını kaldıramayacak hale geldiği halde direnmeye devam ediyordu. Son çözümümüz yine çarşafı aldık elimize, babaanneyle birlikte salla babam salla.. Bitmek bilmeyen günün sonunda beyefendi sonunda uyumuştu. Çarşafta sallanmayı ve tek uyku yapmayı alışkanlık haline getirmez diye ümit ederek birkaç kaşık yemek yiyip daha koca eve gelmeden kendimi yatağa bıraktığımı hayal meyal hatırlıyorum. 

Ertesi gün uyandığımızda hastalığımız geçmişti. Yalnız üst dişlerin yanından 2 diş daha görünmeye başladığından ağzı şarıl şarıl akıyordu ama çok şükür keyfi yerindeydi. Uykuya yine direnmişti ama en azından günde tek uyku yapmıyordu. Bir annenin mutluluğu çocuğunun mutluluğu olduğu için bende bugün mutluyum, hatta ağzım kulaklarımda. Şu üst yan dişler çıksa da oğlum hepten rahatlasa. 

Bitmek bilmeyen diş çıkarma maratonumuz, ardından hastalık ve ardından yine dişler derken neredeyse 1 aydır huysuz ve uykusuz Kaan’ı uyutma çabası içerisinde zor günlerin bitmesini dört gözle bekliyorum.

Diş Çıkarken Neler Yapmalı?


Onlarca denenmiş tedavi yöntemi vardır. Bazıları işe yarar , bazıları yaramaz. Aşağıdakilerden bazılarını siz de deneyebilirsiniz :

Çiğneyecek bir şeyler vermek : 

Burada besin değerinden çok dişetlerindeki basıncı rahatlatmak amaçlanmaktadır. Bu nedenle de çiğnenen şey soğuk olursa yararı artar. Dondurulmuş çörek, soğuk bir muz, veya havuç, bir tülbente sarılmış buz parçası, lastik bir diş halkası. Bebeğinize çiğnemesi için ne verirseniz verin mutlaka yanında bulunun ve oturur pozisyonda olmasını sağlayın.

Dişlerini kaşıyabileceği şeyler :

Bazı bebekler başlangıçtaki acı nedeniyle itiraz edebilir. Fakat bir süre sonra acı yerini rahatlamaya bırakır.

Soğuk içecekler :

Bebeğinize bir biberon soğuk su verin. Biberonu reddederse bardakla vermeye çalışın. Bu sayede bebeğinizin su ihtiyacını da karşılamış olur ve ishal veya artmış salyayla kaybettiği sıvıyı yerine koyarsınız.

Soğuk yiyecekler :

Buzdolabında soğutulmuş şeftali püresi, elma püresi, yoğurt, bebeğinize oda ısısındaki yiyeceklerden daha çekici gelebilir.

Ağrıyı azaltacak bir şeyler :

Başka hiç bir şey işe yaramazsa parasetamol işinizi kolaylaştıracaktır. Doz ayarlaması için doktorunuza danışın. Doktorunuz önermediği sürece bebeğinizin dişetlerine başka bir şey sürmeyin. Bunun içine alkollü içecekler de dahildir.

Diş Çıkarma Belirtileri


Salya Akıtmak :

Birçok bebek iki buçuk-üç aylıktan başlayarak salya akıtır.Diş çıkarma bunu bazı bebeklerde diğerlerine göre daha çok arttırmaktadır.

Çene ya da Yüzde Kızarıklık :

Bol salya akıtan bir bebekte ,çenede ve ağız çevresinde sürekli salya temasının yarattığı tahrişe bağlı olarak deride kızarıklık ya da çatlakların oluşması şaşırtıcı değildir. Bunu önlemek için gün boyunca periyodik olarak salyayı nazikçe silin ,bebeğiniz uyurken akan salyayı emmesi için de yatak çarşafının altına bir havlu koyun. Deride kuruma belirdiğinde yumuşak bir deri kremi ile o bölgeyi sürekli nemli tutun.

Hafif öksürük :

Aşırı salya bebeğin zaman zaman tıkanmasına ve öksürmesine yol açabilir. Bebeğiniz soğuk algınlığı ,nezle ya da allerji belirtileri göstermiyorsa bunda endişelenecek bir durum yoktur. Bebeklerin dikkat çekmek ya da ses repertuarlarını zenginleştirmek için öksürüğü sürdürmeleri sık görülen bir durumdur.

Isırma :

Bu durumda bir ısırık düşmanlık belirtisi değildir. Diş çıkaran bir bebek eline geçen her şeyi (bu kendi eli ,annesinin memesi ,yabancı birinin parmağı olabilir)ağzına sokarak dişetlerini rahatlatmaya çalışır.

Ağrı :

Çıkmakta olan bir dişin baskısı altında dişetinde enflamasyon gelişir. Bu durum bazı bebeklerde dayanılmaz ağrılara yol açarken bazılarında hiç sorun oluşturmayabilir. İlk diş ve azı dişleri çıkarken en fazla sıkıntı yaratan dişlerdir.

Huzursuzluk :

Enflamasyon arttıkça ve keskin diş yüzeye yaklaştıkça bebeğin dişetindeki ağrı sürekli bir hal alabilir. Kronik ağrısı olan herkes gibi sıkıntılı olabilir ve kendi normal halinden uzaklaşabilir. Bu huzursuzluk bazan haftalar boyunca sürebilir.

Beslenmeyi Reddetme :

Diş çıkarmakta olan bir bebek beslenmeyi reddedebilir. Katı yiyeceklere başlamış olan bir bebek bir süreliğine bu yiyeceklere karşı olan ilgisini yitirebilir. Ancak bu sizi endişelendirmemelidir. Çünkü bebeğiniz sıvı gıdalardan da gerekli besinleri alır ve dişi çıktıktan sonra iştahı yerine gelecektir.

İshal :

Bunun diş çıkarma ile olan ilgisi çok şüphelidir. Bazı anneler her diş çıkardığında bebeklerinin ishal olduğunu söylerler. Bazı doktorlar büyük olasılıkla artmış tükrük salgısı nedeniyle diş çıkarmayla barsak hareketleri arasında bir bağıntı olduğunu düşünürler. Bazı doktorlar ise böyle bir bağıntının olduğunu kabul etmek istemezler ; belki de annelerin her ishali diş çıkarmaya bağlayarak önemli gastointestinal bozuklukların göz ardı edilebileceğinden çekindikleri için böyle davranırlar. Diş çıkardığı dönemde bebeğinizin dışkısının sulu olabileceğini bilin , ama iki dışkılamadan daha uzun süren ishali mutlaka doktorunuza bildirin.

Ateş :

Ateş de tıpkı ishal gibi doktorların diş çıkarmayla bağıntılı olduğu konusunda tereddütle yaklaştıkları bir belirtidir. Dişetlerindeki şişme nedeniyle 38 C°'nin altındaki bir ateş diş çıkarmaya eşlik edebilir. Yine de bebeğinizin ateşi varsa diğer zamanlarda ne yapıyorsanız öyle davranın ve iki günde azalmazsa doktorunuza haber verin.

Uykusuzluk :

Gece boyunca deliksiz uyuyan bebekler bile diş çıkarırken gece uyanmaya başlayabilir. Bu durumda hemen onu beslemeye çalışmayın. Bunun yerine kendi kendine tekrar uyumasını sağlayın.Gece uyanma da diğer problemlerde olduğu gibi ilk diş ve azı dişleri çıkarken daha fazla görülür.

Dişeti Hematomu :

Bazan çıkan bir diş dişetinde kanamaya neden olabilir , bu da mavimtrak bir leke olarak görülür. Bu hematomlar için endişelenmeye gerek yoktur ve tıbbi girişim gerektirmeden kendiliklerinden düzelirler. Soğuk kompres acıyı azaltıp iyileşmeyi hızlandırabilir.

Kulak Çekiştirme - Yanak Kaşıma :

Dişetlerindeki ağrı sinir yolları boyunca kulak ve yanağa yansıyabilir. Bebeklerin kulak enfeksiyonu olduğunda da kulaklarını çekiştirdiklerini unutmamak gerekir. Bebeğiniz diş çıkarsa bile kulak enfeksiyonundan kuşkulanıyorsanız doktorunuza danışın.

Diş Çıkarmada Rahatlatıcı Yöntemler



  • Bebeğinizin eline yeşil soğanın beyaz kısmını keserek verirseniz bebeğiniz bunu çiğner ve soğan bebeğin diş etlerinin uyuşturarak ağrının dinmesine neden olur.
  • Bir papatya çayı demleyin, demlediğiniz papatya çayına temiz ve pamuklu bir bezi daldırın. Ardından bu bezi soğutun ve bebeğinize verin.3 Parmağınıza sürdüğünüz zeytinyağı ile bebeğinizin dişlerine masaj yapın.
  • Karanfil tozunu oda sıcaklığındaki tereyağ ile karıştırın. Bir süre buzdolabında bekletip parmağınızla bebeğin diş etlerine sürün. Karanfilin uyuşturucu etkisi diş jeli görevi görür.
  • Bir damla karanfil yağına 1-2 yemek kaşığı bademyağı karıştırarak bir masaj yağı elde edebilirsiniz. Ve bunu da bebeğin dişetlerine sürebilirsiniz.
  • Yurtdışında yaşıyorsanız veya getirtebiliyorsanız homeopathic bazı ilaçlara ulaşabilirsiniz. Bunlar hiçbir yan etkisi olmayan doğal tedavi için hazırlanmış ilaçlardır.
  • Meyve pürelerini ya da sebze pürelerini iyice dondurup küçük parçalar halinde bebeğinizin ağzına verin. Soğuk onu rahatlatır.

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...