Tual Boyama ve Baloncuk Oynama

Bu hafta ki sanat eserimiz...


Bu haftaki oyun grubumuzun ana konusu tual boyamaydı.

İlk etapda serbest oyun saatinde oğlum oyun hamuru ile tanışmayı tercih etti, biz kahvelerimizi yudumlarken görevli ablası oyun hamurunu çıkartıp miniklerle küçük bir aktivite yaptı.

Sırada ki faliyet ise tual boyamaydı, Yağmur'un yönlendirmesiyle birlikte oyun alanının hemen yakınındaki kırtasiyeden tual, fırça ve mum boyalar alıp hemen oyun alanında masaların başına geçtik.İlk etap da tuale mum boyalarla istedikleri gibi boyamalar yaptılar.Sonrasında fırçalarını suya batırıp batırıp mum boya ile yaptıkları karalamaları bir güzel dağıtarak inanılmaz sanat eserleri çıkardılar ortaya.Boyamalar bittikten sonra tualin üzerine gülücük ve yıldız sticerlar yapıştırdılar.

Sonrasında Yağmur'un kızı Nehir Sultanımızın doğum günü pastasını üfledik,kesdik ve hep birlikte afiyetle yedik.İyiki doğdun Nehirciğim, tekrardan nice mutlu sağlıklı huzur dolu yıllar diliyorum,anneninde anneliğinin ikinci yılını kutluyorum.

Oyun satimizin devamında baloncuk oyunu vardı.Elimize baloncuk oluşturma aparatlarını alıp bizler baloncuklar yaptıkça minikler de balonları patlatmaya çalışarak inanılmaz eğlendiler

En son etkiliğimiz ise dans, sıraya girip halka oluşturduk ve şarkılar söyleyerek dans ettik.Tabi elimizde tefimiz olmadan dans olur mu hiç,teflerle birlikte minikleri coşturmaya çalıştık.Hem biz anneler, hem de minikler doyasıya keyifli dakikaları geride bırakıp oyun grubumuzdan ayrıldık.




Oyun Grubumuz Beylikdüzünde Fiili Cafede yapılmaktadır.


Kalemlerimiz (19 Aylık)

Oğlumun yazıp çizmeye karşı ilgisi arttıkça soluğu kıratsiyede aldık.Tabi ne tür kalemler alacağımızı bilmediğimizden satış görevlisi "CARIOCA 6'li keçeli silinebilir boya kalemi"nden bahsedince balıklama atladık tabii.Tam da istediğimiz buydu,oğlum kalemi eline alınca sadece yazı tahtası yada kağıtlarda değil illaki başka yerlerde de kullanmak isteyecektir.Bu kalemleri kim icat ettiyse ondan Allah razı olsun.Nereyi çizerse çizsin silinince hemen çıkıyor (kıyafetlerden, tenden, koltuklardan, mobilyadan v.s) ayrıca ucu yuvarlak olduğundan kağıda bastırsa bile ucu zedelenmiyor.Kalın olduğu içinde eliyle kavraması oldukça kolay oldu.
Yazı tahtamız, değişik renlerde yazı tahtası kalemleri, kuru boya kalemleri, silinebilir keçeli boya kalemleri ve sulu boya yapmak için 7'li su kabımız.

Ahşap Bloklarla Becerilerimizi Geliştiriyoruz(19 Aylık)

Öncelikle bu oyuncağı tavsiye eden Yağmur teyzemize ve oyuncağı temin ettiğimiz Arzu teyzemize teşekkür etmekle yazıma başlamak istedim.İyiki bu oyuncağı almışız,çünkü bloklar çocukların gelişimi açısından oldukça faydalı bir oyuncak olduğunu düşünüyorum.

Ne gibi faydaları var derseniz? En başta çocuğunuzun organize etme yeteneğini geliştirir, el becerilerini keşfetmelerini ve keskinleştirmelerini sağlar.Konsantrasyon, denge ve motor becerilerinin gelişimine büyük katkısı olacağınıda göz ardı etmemek gerek.Bloklarla oynamak aynı zamanda çocuğun nesneyi tanımalarını ve dikkat yetilerini de kuvvetlendirir.

Bu oyuncağı sipariş ederken oğlumun ilgisini çekip çekmeyeceği konusunda oldukça şüpheye düşmüştüm neyseki gereksiz bir şüpheymiş.Oğlum görür görmez hemen masasının başına geçti ve fotoğraflarda da gördüğünüz üzere büyük bir keyifle kuleler yapmaya başladı.

Ve sonunda, yaptığı minik tepecikleri büyük bir keyifle annesine göstererek, inşa ettiği tepeciği yine büyük bir keyifle ve tek bir hareketle yerle bir etmeyide zevkle yaptı.Kaan efendi tarafından bu da demek oluyor ki "aktivitemzin sonuna geldik ben artık sıkılmaya başladım,benden bugünlük bu kadar"... Oğlum için önemli ve kalıcı olan da, yaratılan şeyden çok, yaratma eylemiydi.


Şayet bu oyuncağı temin etmek istiyorsanız


Kullanıcı adı: http://www.nurturia.com.tr/people/adaada) Arzu Hanım'dan temin edebilirsiniz.

Şayet değilseniz;http://oyuncakannesi.com/ocart/index.php?route=product/product&path=20&product_id=70  adresinden de sipariş edebilirsiniz





İpe Boncuk Dizme Oyunu(19 Aylık)

Bu tür oyunlar için gerekli malzemeleri aslında evde de hazırlayabilirim fakat Kaan'ın keyfini yapmakla o kadar yoğunum ki maalesef işin kolayına kaçarak bu tür oyunlar için hazırlanmış oyuncaklar almayı tercih ediyorum. Bu sefer oyuncakları Arzu teyzemizden temin ettik. İpe boncuk dizme oyunu derken adı bu olduğu için böyle yazdım, biz ipe ahşaptan yapılmış harfler dizdik aslında. Bu oyuncak setini tercih etmemdeki sebep içindeki malzemelerin çeşitliliği ve çok yönlü kullanılabilecek olmasıydı. Setimizde harf ve rakamları ipe kolay geçirebilmek için ahşaptan yapılmış kalem şeklinde ucu olan 2 adet ip, seri rakamlar (2 set), ve seri harfler (yine 2 set) bulunuyor. Harf ve rakamlar ikişer set olduğu için aynı zamanda eşleştirme oyununda da kullanabileceğiz. Ayrıca oğlum biraz daha büyüyüp harfleri ve rakamları öğrendiğinde nesneleri ve kendi adını, ya da rakamları ipe dizerek daha kolaylıkla öğrenebilecek.


Gelelim aktivitemizin hikayesine; Kaan'ın bu setle severek ve bolca zaman geçirebileceğini bildiğim için siparişi verdikten sonra kargoyu dört gözle bekledim. Kutu elimize ulaştığında oğlumunda keyfi yerinde olduğu için dayanamayıp hemen oyuncakları açıp önüne koydum. Önce bütün parçaları eline tek tek alıp bir güzel inceledi. Sonrasında ben bir kaç kez onun beni rahatça izleyeceği bir pozisyonda oturup kendim yaparak beni izlemesini sağladım. Oyuncağın içinde iki adet ip olduğundan birini oğluma verdim ve diğeri ile ona nasıl yapması gerektiğini göstermeye devam ettim. Beni izledikçe oğlumda benim yaptığımı yapmaya çalıştı ama harflerin deliklerini hemen tutturamadı. Bende harfin içindeki deliği doğru yöne gelecek şekilde eline tutuşturdum, ipi de nasıl tutması gerektiğini gösterdim. Bir kaç denemeden sonra ipi delikten geçirmeyi başardı fakat bu kezde harfleri aşağıya kaydırmayı beceremedi. Onun yapamadığı yerlerde ben devreye girerek ilgisini canlı tutmaya çalıştım, çünkü bir şeyleri yapamadığı zaman hemen sıkılabiliyor ya da benden yardım istiyor. Ancak eminim ki kısa süre içinde yapamadıklarını da yapacak seviyeye gelecektir. Onu zevkle izlerken gözlemlediğim bir başka konu ise yapmaya çalışıp başardıkça yaptığı şeye olan ilgisi daha da artıyor ve oyuna dalıp gidiyor. Sanırım bu konuda annesine çekmiş :)..



Şayet bu oyuncağı temin etmek istiyorsanız
Kullanıcı adı: http://www.nurturia.com.tr/people/adaada) Arzu Hanım'dan temin edebilirsiniz.


Parmak Boyama ve Yaka Kartı Yapma

Bu hafta ki sanat eserimiz


Bu hafta Yağmurcuğum sağolsun yine çok güzel aktiviteler planlamıştı.Deniz taşlarına parmak boya ile boyama yapmak ve yaka kartı oluşturmaktı bu hafta ki konumuz.Peşin peşin ellerine sağlık diyorum Yağmurum.

Miniklerimiz parmak boyamaya oldukça fazla ilgi gösterdiler,hele ki parmak boya ile ilk kez tanışan oğlumun çok hoşuna gitmiş olmalı ki, süre olarak diğer etkinliklerden çok daha fazla durdu başında.Yağmurun sahilden topladığı taşları boyamak için parmaklarını boyalara batırıp batırıp boyadılar ve taşların üzerine tutkalla gözler yapıştırdılar .Sonrasında ise biz anneler kalemle ağız burun yaparak miniklerimizin sevimli mi sevimli böcükleri oldu.

Aktivitemizin devamında yaka kartı yapmak vardı.Yine Yağmur sağolsun yaka kartlarını oluşturup getirmiş, miniklere de üzerlerini boyamak kaldı. Aynı işlemi yaka kartlarına da uyguladılar, parmaklarını boyaya batırarak kağıdı bir güzel boyadılar. Bizlerde göz-ağız-burun yaparak oğlumun şirin bir yaka kartı olmuş oldu.Yine keyifli bir günü daha geride bırakarak, haftaya çarşamba hangi aktivitenin olacağını merakla beklemeye başladık.


Oyun Grubumuzun nerde ve ne zamanlar yapıldığını merak edenler tarafından çok mail alıyorum.Merak edenler için...


Beylikdüzü Filii Cafede yapılmaktadır.
Çarşamba günü saat 10:00-12:00 arasında
Adres: Barış mahallesi Adakent Cad. Beylikdüzü




Mama Kaşığıyla Oynamaca - Video

Mama Kaşığıyla Oynamaca

Ana-Oğul keyif içinde,keyifli dakikalarımıza ortak olmak isteyenler için :)

Su Oyunları Dönemimiz Başladı

Çocuklarımızın her istediğini onların istedikleri zaman yapamayabiliyoruz, hatta bazen onları mutlu eden şeyler evi talan edip bizi deliye döndürdüğü için onların büyük mutluluklarına bilerek ya da bilmeyerek engel oluyoruz. Oturup düşününce ne yalan söyleyeyim yaptıklarımıza ya da onlara yaptırmadıklarımıza pişman oluyoruz. İşte bu düşüncelerden hareketle oğlumu mutluluktan uçuracak aktivitemizi kafamda tasarlayıp oyun saatimizin gelmesini bekledim.Su ile oynamayı sevmeyen çocuk var mıdır bilmiyorum ama benim oğlum tam bir su kuşu. Suyla her koşulda saatlerce bıkmadan oynayabiliyor. Hatta banyodan çıkartırken bile çığlık çığlığa kalıyor, neymiş efendim küçük sıpam küvetinde su ile oynamaya devam edecekmiş.
Banyoda kendi kendine suyla oynamayı sevdiğinden onun motor becerilerinin gelişmesi açısından bu aktivite biçilmiş bir kaftan oldu. Havaların ısınması ile birlikte bolca güneş alan balkonumuzda onun suyla oynayabileceği bir alan oluşturmaya karar verdim. Çok yönlü kullandığımız kum havuzu bu aktivitede de yine kurtarıcım oldu.


Kum havuzunu balkona yerleştirdikten sonra oğluma mama önlüğünü giydirdim. Kum havuzuna suyu doldurdum ve oğlumun son günlerdeki favorisi taburesini de kum havuzunun önüne getirdim.

Kepçesini eline verdiğim andan itibaren iş başına geçiverdi. Kepçe ile bir bölmeden diğerine su aktarmaya başladı ve bunu kaç kez tekrarladı sayamadım :))



Sonra sulama bidonunu içinde su dolu olarak verdim, ve ne kadar büyük bir hata yaptığımı anlamam için bir kaç dakika yetti de arttı. Mutfaktan kaç kez su doldurup getirdim hatırlamıyorum, ama Kaan her seferinde boşalan bidonu elime tutuşturup "anne" "anne" diye diye tekrar doldurana kadar başımın etini yiyordu.



Bu arada sıçrayan sulardan etraf öyle bir ıslanmıştı ki ayağı kayıp düşecek diye çok korkuyordum. Önce ayaklarının altına küçük bir havlu attım, ama Kaan efendinin keyfi kaçtığı için havludan vaz geçtik. Sonrasında aklıma havuzun altına küçük bir kilim sermek geldi de tehlikesiz bir şekilde oynamaya devam etti.



Kum havuzu, kürek ve su bidonu ile oynamaktan hızını alamayan oğlum en sonunda kafasını havuzun içine sokacak kadar ileri gitti.



Elleriyle suya şap şap vurdukça etrafa sıçrayan sular oğlumu öyle mutlu ediyordu ki anlatamam. Oğlumun mutluluğunu paylaşmamak elde değildi, aktivitemizin sonunda yer gök su içinde kalmıştı. Taktığımız önlüğe rağmen kıyafetlerinde kuru bir nokta bile kalmamış ve tatlı bir yorgunlukla etkinliğimize son verip doğruca banyoya girdik. Su oyunlarımıza bir süre orada da devam etti. 

Günün sonunda oğlum mutluluktan havalara uçmuş ve artık suya doymuştu.



Yap - Boz Oynuyoruz

Yap-bozlar çocukların sorunu algılama, toparlama ve çözmesine yönelik bir oyun olmaktan öte aslında bir çeşit organizasyondur. Yap-bozlar çocukların organize etme yeteneğini ve mevcut olan şeyleri başka bir şekilde sunma becerisini geliştirmektedir.

Migros indiriminden aldığım ve Kaan'la tanıştırmak için bir süredir beklediğim yap-bozları ortaya çıkarma zamanının geldiğini düşündüm. Aldığım iki yap-bozdan bir tanesi diğerine göre daha kolay, diğeri ise biraz daha zor gibiydi. Oğlum, yap-bozlarla yeni tanıştacağı için hemen sıkılıp kaçmasın diye ilk etapta kolay olanı ortaya çıkarttım. 

Yap-bozun başına oturduğumuzda ilk önce her zamanki gibi ben yaptım ve beni izleyerek yapması gerekenleri anlamaya çalıştı. Önce yuvarlak olan yap-bozları yuvalarına takıp çıkarma işini çözdü. Bunu o kadar çabuk yaptı ki ben de şaşırdım. Sonraki aşamada ise dikdörtgen olanları çıkartması çok kolay oldu fakat takarken biraz zorlandı.Annesinin de çok az yardımıyla dikdörtgen olanları da çözünce büyük keyifle oynamaya devam etti.Yapbozlar oldukça hoşuna gitmiş olmalı ki diğer oyunlarımızdan biraz daha uzunca bir  süre bunlarla oynadık.




Çocuklarımıza Doğayı ve Hayvanları Sevdirelim

Montessori Eğitiminde Çocuk ve Doğa

Montessori eğitimine yıllarca emek vermiş olan montessori vakfı başkanı olan Tım Seldın çocuklara doğayı sevdirmenin önemini öyle güzel anlatmış ki,açıkçası bunun üzerine kendim yorum yazmaya çekindim.Tım Seldın'ın kitabından küçük bir bölümü sizlerle de paylaşmak istedim; Çocuklar,keşfetme arzusuyla dünyaya gelirler.Etrafı gözlemlemesi ve doğadaki mükemmel dengeyi hissedebilmesi için onu destekleyin.Çocuğunuzun dünyasının yere yakın olduğunu unutmayın.Hayata onun bakış açısıyla bakın.Bir süre için onun peşine takılın.Bu sırada onun dikkatini çeken herşeyi durup incelemeye hazırlıklı olun, bir uğur böceği ya da bir çiçek olabilir.Bir şeylerin başında oyalanırsa sabırsızlanmayın.Ona ayak uydurun.Çocuklar birilerinin bir şeyler anlatmasından çok,kendileri bir şeyler yaparak daha iyi öğrenirler.Çocuklar sadece etrafındakini öğrenmezler, öğrenmeyi de öğrenirler. Hiç bir kitap,ırmak kıyısındaki büyüleyici dünyayı veya çürümüş bir kütüğün altındakileri yakından görüp incelemek kadar öğretici değildir. Kitaplar ve benzeri materyaller,çocukların etrafındaki uyaranları ve tecrübelerini zihinlerine yerleştirmelerinde yardımcı olur.Fakat öğrenmenin temeli, doğrudan gözlem ve pratik yaparak atılır.

Çocuklar dışarıda olmaktan hoşlanırlar.Etrafta dolaşmaya ağaçlara tırmanmaya, böğürtlen toplayıp at kestanesi biriktirmeye bayılırlar.Ormanda aileleriyle yaptıkları yürüyüşler, dere kenarında oynadıkları oyunlar, sahil boyunca yürüyüş yapıp deniz kabukları aramak, zihinlerinde hayat boyu hatırlayacakları güzel anılar bırakır.

Biz Neler Yaptık?

Hafta sonu misafirliğe gittiğimiz Maşukiye'de muhteşem bir gün geçirdik. Oğlumun gün boyu yaşadığı mutluluğa da şahit oldukta sonra ne iyi etmişiz de daveti kabul etmişiz demekten alamadım kendimi. 

Yolumuz çok da kısa olmadığı için sabah kahvaltısı niyetiyle gittiğimiz içinde derelerin ve insan yapımı bir şelalenin de olduğu, ormanın içinde güzel bir mekanda tam da öğlen vakti güzel bir kahvaltı yaptık. Ya da aramızdan bazıları yaptı demek daha doğru olacak. Oğlumun babası ve zaman zaman da ben Kaan efendinin peşinde koşmaktan masada doğru dürüst iki lokma yiyemedik ama oğlumun mutluluktan çıldırdığını görmek zaten her şeye değerdi.  

Sonrasında kahvemizi yine göl kenarında bir mekanda içtik. Kaan'ın bu mekanda doğa ile bütünleşirken Güven amcasının çektiği fotoğraflardan bazılarını aşağıda paylaştım, oğlum çimenlerle, toprakla, börtü böcekle kısacası doğayla resmen iç içe geçti. Bütün kış evde biriktirdiği bütün kötü enerjisini toprağa boşalttı. Çıplak ayaklarının altını gıdıklayan otlara bastıkça yüzünün aldığı şekiller ve o mutlu gülümsemesi günümüzün keyif veren anlarının başında geliyordu. 

Öğleden sonra bizi davet eden Kuytak ailesinin rezidansına :):) ulaştık. Kaan'a hamileyken gittiğimizde de bayılmıştım, Engin amcasının evi öyle güzel bir ev ki kocaman bir bahçenin ve dev meyve ağaçlarının gölgesinde, yemyeşil bir cennet. Zaten evin içinde neredeyse hiç zaman geçirmedik, bir tek oğlum boşalan pillerini şarj etmek için Engin amcasının yatağını bir iki saatliğine ödünç aldı. Biz de o sırada bahçeden toplanmış papaz eriklerini mi anlatsam, yoksa taze pişmiş ev ekmeğinin arasına sürdüğümüz mis gibi tereyağını mı, midemizi doldurmaya daldık. Oğlum uyandıktan sonra maratonumuz bahçede devam etti, meyve topladık, kedileri sevdik, top oynadık, yatıp yuvarlandık v.s.. en son bahçede mangal ile bu özel günün sonuna geldik. Dönerken köy yumurtamızı, şimdiye kadar böylesini içmediğimiz tazelikte ve güzellikte sütümüzü ve bahçeden ellerimizle topladığımız meyvelerimizi alarak evimize döndük. 

Oğlumun bu kadar mutlu olduğu bir gün daha hatırlamıyorum desem yeridir. O günden sonra anladım ki biz bunu yaz boyu alışkanlık haline getirip her hafta sonu mutlaka açık havada bir program yapmalıyız.

Doğa da Neler Yapılabilir?

Bir ağaç sahiplenin,
Bir sincap takip edin,
Yaprakların üstünde yuvarlanın,
Göl kenarında oturup kazları seyredin,
Yabani çilek toplayın,
Taş toplayın,
Yabani çiçekleri gözlemleyip inceleyin,
Sırt üstü yere uzanıp bir ağacın dallarına bakın,
Rüzgarı dinleyin,
Kuşları yuvalarında seyredin,
Bir kelebeği takip edin,
Gölgeleri gözlemleyin,
Evinizin etrafındaki ağaçların isimlerini öğrenin,
Yaprakların şekillerini inceleyin,
Etraftaki nesnelerin üzerine aydınger kağıdı koyarak kömürle karalama çalışmaları yapın,
Tohum ve çekirdek toplayın,
Bodur ağaçlar arayın,
Çam kozalakları bulun,
Hayvanların ayak izlerini inceleyin,
Çürümüş bir ağaç bulup burada neler yaşadığını keşfedin,
Gözleriniz kapalı olarak bir müddet oturun,
Kuş seslerini dinleyin,
Eğrelti otlarını inceleyin,
Temiz havayı içinize çekin,
Bir dere yatağı keşfedin,
Gölgelik bir yerde piknik yapın,
Kollarınızı açın ve helikopter taklidi yaparak bir tepeden aşağı doğru koşun,
Su birikintilerinde mısır yapraklarını kayık gibi yüzdürün,
Yol boyunca çöpleri toplayın,
Mantar toplayın fakat bunları yemeyin,
Uçurtma uçurun.


Oğlumun kedi aşkı

Çocuğunuzun,etrafındaki canlıların önemini anlayabilmesi için hayvanları sevdirin hatta mümkünse evcil hayvan besleyin.Hayvanlar çocukların merhamet duyguları aşılamada ve sorumluluk duygusunu geliştirmede çok faydalıdırlar.

Köpeği görür görmez "haav,haavv"demeye başlayıp yanına gitmek istedi fakat birazcık çekinince bende yanına gittim ve anne-oğul köpeği sevdik...Sevmek istiyor ama yaklaşmaya da korkuyor,neyseki sonrasında bu korkusu geçti ve köpeğe cici cici yaptı.

Kaan'ın köprü aşkı,nerde bir körü görse o köprüyü sayamayacağım kadar çok geçiyor,gidiyor geri dönüyor tekrar gidiyor.Bu işlemi tutmasak akşama kadar yapabilir.

Köprüyü geçiyor diye mutluluğa bakar mısınız?

Aramızda tost yada burger olmuş bir oğlumuz var...

Yaşasınnnn doğa,temiz hava ve özgürlük :)

Mutluluktan kanatlanıp uçacak nerdeyse...


Doğanın ve yeşilliğin cezbedici güzelliğinine dayanamayıp önce ayakkabıları, bir süre sonra da çorapları çıkarttık,yeşilliğin keyfini doyasıya sürdük...

Ağaçtan oğlumla birlikte dut topladık,sonra da afiyetle yedik.

Günün sonunda fotoğrafta gördüğünüz üzere hamakta sızdı kaldı,hem çok yoruldu,hemde temiz hava fena çarptı.Son dakikaya kadar doğanın,temiz havanın ve yeşilliğin tadını çıkardı.


Yine çok beğendiğim, eğitim danışmanı NURAN AKKILIÇ KANSU bir yazısını sizlerle paylaşmak istedim.
http://www.ntvmsnbc.com/id/24963570/ okumanızı tavsiye ederim.










LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...