"YAPMA - DİKKATLİ OL" Demeyin,Bağırmayın,Emirler Vermeyin

"Çocuklarla El Ele Ebeveynlik"adlı kitabı okumadan önce kendimi başarılı, oğlumu mutlu çocuk olması için çaba gösteren,her şeyine dikkat eden bir anne olarak görüyordum.Ama bu kitabı okuduktan sonra gördüm ki ben hiçbir şey bilmiyormuşum.Pişmanlıklarım diz boyu.Özellikle "yapma","dikkatli ol" kelimeleri en çok kullandığım kelimelerdi.Yine kitaptan çok beğendiğim bir bölümü sizlerle paylaşmak istedim.

Kitabı incelemek ya da almak isteyenler için burayı tıklayın.

"Yapma" Demek

Çocukken gün içinde durmadan "yapma"denmişse bize "...ma,...me,...yapma"kayıtlarımız vardır. "Yatağın üstünde zıplama.Kız kardeşine vurma.Sobaya dokunma." Çocuklarımıza onların yapmalarını istemediğimiz şeyleri söylemeye programlanmışız ki bu işbirliği sağlama ve bağlantı kurma isteğimizi ters yönde etkiler.

Çocuklara neleri yapmamalarını söylemek,onlara yapmalarını istediğimiz şeyleri öğretmez.Ne beklediğinizi söylerseniz,işbirliğine daha hazır olurlar.Bilgi vermek,ne yapmalarını istediğimizi anlatma ve onlara da anlama fırsatı verir.

Çocukların beyinleri söylediğimiz her kelimeyi kaydeder.Ne zaman "...ma"dersek,beyinleri hemen onlardan yapmamalarını istediğimiz şeyi kaydeder.Sözcük dikkatlerini çekmez,kaydettikleri şey, "yatakta zıpla,kardeşine vur,sobaya dokun"dur.

"...ma"sanki bir emir ya da eleştiri gibi gelir.Emirler,çocukların ihtiyaçlarının ve duygularının önemli olmadığını düşünmelerine ve özgüvenlerinin zedelenmesine neden olur.Eleştiri çocukların kendilerini beceriksiz hissetmelerine neden olur ve özdeğerlerini kemirir.Emirler ve eleştiriler bağlantıyı keser ve güç çatışmalarına neden olur.

Yeni Beceriler
Çocuklara saygı içinde ne yapmalarını istediğimizi söylersek bağlantıyı korur ve güç çatışmalarını azaltır.
Örnek:
"Kız kardeşine vurma" demek yerine;
Bilgi verin: "Vurmak acıtır, kız kardeşine vurman doğru değil."
Duygularınızı Belirtin: "Sevdiğim birisinin,sevdiğim bir başkasını incittiğini gördüğüm zaman üzülüyorum."
İhtiyacınızı Belirtin: "Hepimizin kendini güvende hissetmesini istiyorum."
Sevgiyle Dinleyin: "Sen de üzgünsün biliyorum çünkü ne zaman birilerinin canını yakmaya çalışsan seni üzen bir şey oluyor.Duygularını dinlemeye hazırım."
İstekte bulunun: "Kendini nasıl hissettiğini kız kardeşine anlatmanın daha güvenli bir yolunu birlikte arayalım mı?"

Çocuk hayır derse,biraz daha dinlemeniz gerekir.Çocuk tüm acısını boşaltınca,yeniden bağlantı kurmaya hazır olabilir.

Çocuk bizi üzen bir davranış yaptığında,aslında neyi yapmasını istediğimizi düşünmekten kolay geldiği için çabucak,hemen "yapma" deriz.Bazen çocukları,bilgi,deneyim eksikliklerinden dolayı korumak ya da kontrol etmek isteriz.Hızlı davranmamız gerekirse başka bir sözcük kullanın. "Dur,tehlikeli,sıcak,keskin" gibi...

Belki hiç "...ma"demeden edemeyeceksiniz ama azaltabilirsiniz.Kendiniz "...ma"derken bulursanız,hemen ardından ne yapmalarını istediğinizi söyleyin.

Bağırmak

En sevgi dolu ebeveynler bile bazen bağırır.Bazıları kendi çocukluklarında onlara sürekli bağırıldığı için ve bağırmaya programlı oldukları için bağırırlar.Bazıları da gerçekten öfkeli olduklarında ya da gerildiklerinde bağırırlar.Bağırmak çocukların özgüven ve özdeğer duygularını incitir ve anında bağlantıyı koparır.Bağırmak çocukları korkutur.Bazı çocuklar, saldırarak -bize geri bağırarak kendini savunur.Bazıları ise kaçarak -fiziksel veya duygusal olarak kaçmaya çalışarak-savunur.

"Yemek hazır"diye bağırmanın dışındaki bağırmalarımızla, çocuğun kızgınlık ya da gerilimlerini boşaltmak adına, hiçbir kastı olmadan her neyse yaptığı şeyi bırakıp, bizim istediğimiz şeyi yapması için kasıtlı olarak ya aşağılar ya da korkuturuz.

Çocuklar bizi taklit ederek, bizim gibi iletişim kurmayı öğrenirler.Onlara kasıtlı olarak bağırmamız sonucu bizim zorbalık diye nitelediğimiz davranışların içine girer.Diğer insanlardan istediklerini alabilmek için bağırmasını öğrenirler.Çocuklara kastı olmadan bağırmak ise kontrolü kaybetmiş olmanız anlamına gelir. Bu da çocuklara, çaresizlik içinde,insanlara bağırmanın kabul edilebilir bir davranış olduğunu öğretir.

Yeni Beceriler
Çocuklarınıza bağırmamak için uğraştığınızı anlatın ve yardım isteyin.Siz bağırırken durdurma izni verin onlara.Sizi kulaklarını kapatarak, sözsüz bir şekilde ya da "bana bağırıyorsun ve bu benim duygularımı incitiyor" diyerek ya da "Lütfen benimle sevdiğin biriymişim gibi konuş" diye uyarmalarına izin verin.Bu uyarıyı başa almak, tamir etmek ve yeniden başlamak için kullanın.

Örnek:
Başa Sarmak: "Beni uyardığın için teşekkür ederim,birden gerildim,unuttum."
Tamir Etmek: "Özür dilerim!Sen bağırılmayı hak etmiyorsun.Yaptığın doğru bir şey değildi ama sana bağırmam da doğru değildi"
Yeniden Başlamak: "Haydi,her şeyi baştan alalım.Gerildim çünkü benim .... İhtiyacım var"

Bağırdığımızda bizi uyarmaları için çocuklara izin vermek:
  • Onlara kaçmaya ya da savaşmaya gerek kalmaksızın kendilerini savunma hakkı verir.
  • Bağırılmayı hak etmediklerini bilmeleri onların özdeğer duygularını artırır.
  • İhtiyaçları ve duygularını gösterebilme yoluyla bağlantı kurulmasını sağlar.

Emirler Vermek

Eğer rica edilmek yerine emirler verilerek yetiştirilmişsek,bizde de "emir verme" kayıtları vardır.Emirler yağdırmak saygısızlıktır.Çocuğun ihtiyaçları ve duyguları açısından saygısızlık dile getirdiği için bağlantıyı koparır.

Yeni Beceriler
"Haydi birlikte"diyerek veya ".......bitirdiğimiz zaman" - ".....bitirir bitirmez" - "....yapma zamanı"gibi bilgi veren geçiş cümleleri ile onu bir şeylere davet ettiğimizde bağlantıyı sürdürür ve işbirliğini destekleriz.

Örnek:
"Git çabuk,dişlerini fırçala." yerine
"Haydi birlikte dişlerimizi fırçalayalım."davetinde bulunabiliriz.

Bilgi veren geçiş cümlesi: "Şimdi diş fırçalama zamanı" "diş fırçalama işi bitince,masal zamanı geliyor" "atıştırmamız bitince,diş fırçalama zamanı geliyor"

Davet ve geçiş bilgileri sonucunda bir işbirliği gelmiyorsa, ya bağlantısızlık ya da bu davranışa yol açan bir ilişkisizlik vardır.

İkazlar "Dikkatli ol" Demek

Çocukları sürekli olarak güvende olmaları için dikkatli olmalarını söyleyerek uyarmaya programlanmışız.Dikkatli olmak her duruma göre değişir. "Dikkatli ol" demek "yapma" demek gibi bir şeydir.Nasıl dikkatli olacaklarını öğretmez.Çocuklar büyüyünceye dek o kadar çok dikkatli olmaları uyarısını duyarlar ki sonuçta bu onlara bir şey bilmedikleri düşüncesini aktardığı için, uyarınızı "Biliyorum,biliyorum!Aptal değilim!" diye yanıtlarlar.

Yeni Beceriler
Çocukları ikaz ederek değil,onlara bilgi vererek güven altına alabiliriz. Küçük çocukların nasıl dikkatli olacaklarını bilmeye ihtiyaçları vardır.

Örnek: "Parmaklıklara tutun.Küçük yavaş adımlar at.İki elini de kullan."

Çocuklar büyüdükçe, onlara nasıl güvende olacaklarını öğrettiğimiz için, "Dikkatli ol" demek yerine, nasıl güvende olacaklarını bize anlatmalarını isteriz.

Örnek: "Bakkala giderken, emniyetli olmak için bisikletini nasıl kullanacağını bana anlat lütfen."

Büyük çocukların nasıl güvende olacaklarını anlatmalarını istemek bir kazan-kazan durumudur.Onlara nasıl güvende olunacağını sormak, "Dikkatli ol" demekten daha az kızdırır.Onlara bu şekilde bir soru sorarak, hem kendilerini güven altına almaları konusundaki ihtiyacımızı gidermiş olurken, nasıl güvende olacaklarını bize anlatırken kendi kendilerini uyarmış olurlar.

Nutuk çekmek, alaycı olmak, itham etmek, ayıplamak, utandırmak, eleştirmek, lakap takmak, kızdırmak.Bunlar da bağlantıyı kopartan diğer programlanmış iletişim şekilleridir.

Kaynak :Pam Leo'nun "Çocuklarla El Ele Ebeveynlik"kitabı

4 yorum:

  1. Çok teşekkürler, bu kitabı merak ediyordum

    YanıtlaSil
  2. paylaşım için çoook teşekkürler...bu kitabı mutlaka okumak gerek!

    YanıtlaSil
  3. Rica ederim.Şiddetle tavsiye ettiğim bir kitap hatta benim başucu kitabım diyebilirim.Her annenin okuması gereken bilgiler mevcut.Bir çok kitap okudum ama bu kitaptan çok etkilendim

    YanıtlaSil
  4. çok etkilendim yazıdan gerçekten yaptığımız ve belki de fark etmediğimiz bir çok ayrıntı gizli yazınızda. çok faydalı bir yazı olmuş çok teşekkür ederim paylaştığınız için

    YanıtlaSil

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...