Sık sık tekrarlanan bağırmalar, azarlamalar çocuğun belki de annesinden nefret etmesine sebep olur. Şayet çocuğunuza bağırdıktan sonra kusur yaptığınızı farkederseniz, hiç çekinmeden ondan özür dileyin.
Çocuklarına söz geçirememekten yakınmayan bir anne var mıdır ? Ufak afacanlar, ayaklanıp dillenince, kendilerini dünyanın hakimi sanıp başta aile büyükleri olmak üzere çevrelerindeki herkese meydan okumak arzu ederler. Yarının gençlerine iyiyi kötüyü, doğruyu yanlışı öğretmek için ilk olarak sabır ve soğukkanlılık lazım. Çocuklara disiplin uygularken hatalardan kaçınmalısınız.
Hatalar neler mi ?
Yetişkinleri çileden çıkarmayı bilirler çocuklar, yetişkinleri çileden çıkarmakta ustadırlar. Zaman zaman öyle şeyler yaparlar ki, büyüklerin sabrı biranda tükenir ve avaz avaz bağırmaya başlarlar. Evet, hepimiz çocuklarımızın karşısında çaresiz kalınca, kurtuluşu bağırmakta buluyoruz. Ama derhal belirteyim, annenin bağırması, çocuğu istenmeyen hareketleri yapmaya yönlendirir. Siz ona bağırdıkça o da inatla, sizi kızdırmaya devam eder ve bu zıtlaşmadan o küçücük haliyle büyük zevk alır. Annesine meydan okumak, çocuğun kendine güvenini artırır.
Bazı anneler, çocuklarına bağırmak için fırsat kollarlar. Çocuklarının birer robot gibi büyüklerin istekleri doğrultusunda hareket etmelerini beklemek çok yanlıştır. Ama bu yanlışı annelerin büyük bir çoğunluğunun sıkça tekrarladıkları da bir gerçek.Çocuğun oyuncaklarını toplamasını istemek için bile ona şu oyuncaklarını toplasana diye avaz avaz bağırmanın hiç bir anlamı yoktur. Çocuk bu bağırışlardan hem gizli gizli zevk alır, hem de içerisindeki isyan duygusu birden tetiklenir.
Çaresizlik yetişkinlere kusur yaptırabilir peki ama anneler çocuklarına neden bağırıp dururlar? Uzmanlara göre, yetişkinler çocukların karşısında kendilerini çaresiz hissettikleri için bağırma yolunu seçiyorlar. Bu da yetişkinlerin kendilerini savunmak için tercih ettikleri bir yol ve tabii yanlış bir seçim. Çaresizlik öfkeyi yaratır, öfkenin dışa vurumu ise bağırmaktır. Bağırmakla bir netice elde edilemeyeceğini ise öfkelenen büyükler bir türlü kabul etmezler. Bağırışların dozu arttıkça, durum daha da kötüye gider.Bu arada bir noktaya değinmek istiyorum. Çocuklar istenmeyen, güzel olmayan bir hareket yaptıkları vakit genellikle yetişkinler bunların kendilerine karşı yapılmış bir hareket olduğunu düşünürler. Öfkelenip avaz avaz bağırmalarının en önemli sebebi de budur. Bir anda çocukla annesi birbiriyle savaşan iki düşman ordu kimliğine bürünür. Anne bağırarak savaşı kazanmak ister, çocuk bağırışlardan etkilenmediğini, zaferi kendisinin kazanacağını düşünerek, annesini kızdıran hareketi tekrarlamaya başlar.
Kötü alışkanlıklardan kurtulmak için bağırıp çağırmanın hiç bir şeyi değiştirmediğini anlayan annenin, bu alışkanlığından vazgeçmesi olası mı? Elbette olası ama bir insan 'bağırmayacağım' deyip de, bu alışkanlığından derhal vazgeçemez ki. Karşı tarafta, kurnazca, istediğini yapmayı başaran bir afacan vardır. Onun karşısında yenik duruma düşmek de anneyi endişelendirir.Çocuklara her fırsatta bağırmanın yanlış olduğunu anlayan bir anne, sabır, kararlılık ve denemeler sayesinde kendini değiştirebilir. ama bunu bir gün içerisinde başarması elbette mümkün değildir.
Her şeyden önce, annenin kendini iyi tanıması gerekmektedir. Şayet tertipli olarak çocuğunuza sesinizi yükseltiyorsa, kendi hayatınızı gözden geçirin. Çocuğunuza gerçekten kızdığınız için mi bağırıyorsunuz, yoksa, başka sorunlarınızın acısını farkına varmadan çocuğunuzdan mı çıkarıyorsunuz?
Annelerin çocuklarına bağırmalarının arkasında, annenin hayatındaki negatiflikler, dertler yatabilir. Şimdi sizin yapmanız gereken şey, çocuğunuza bağırdığınız zamanlar, içerisinde bulunduğunuz ruh halini saptamak.
Gerçekçi yaklaşım yeterli olur biliyorsunuz, çocuklar insanı zaman zaman delirtirler ama durun derhal delirmeyin. Bir oran da çocuğunuzun o hareketi neden yaptığını anlamaya çalışın. Olaya bir de çocuğunuzun gözleriyle bakmayı deneyin ve tabii, ufak afacanı iyi tanımaya da çalışmak zorundasınız. Çocuğun bazı hareketleri neden yaptığını anlamak o kadar da zor değil. Her çocuğun değişik bir kişiliğe sahip olacağını unutmayın. çocuğunuzun davranışlarını gerçekçi bir gözle değerlendirin. Çocuğun neleri yapabileceğini neleri yapamayacağını bilirseniz, ona boş yere bağırmazsınız.
Neden öfkelisiniz çocuğu yüksek sesle azarlamak, ya da bağırarak bir şeyi yapmamasını söylemek çocuk üstünde negatif etki yaratabilir. Hele ufak yaştaki çocukları bu tür uygulamalar korkutabilir. Çocuğun kendine güveninin sarsılması, birden kendini çaresiz ve yalnız hissetmesi, onun sosyal bakımdan gelişmesine zarar verir. Sıkça tekrarlanan bağırmalar, azarlamalar, çocuğun annesine karşı kendini savunmaya çalışmasına ve de ondan belki de nefret etmesine sebep olur.
Bir çocuğun annesinden nefret etmesi, onun yaşam boyu etrafındaki kişilere karşı düşmanca duygular beslemesine yol açabilir. Çocuk kendini korumak için bazı tedbirler alacaktır. Örneğin; annesi bağırmasın diye ona yalan söylemeyi akıl eder, gerçekleri gizlemeye çalışır. Küçücük dünyasının kapılarını kapatıp, büyüklerini dünyalarına almamayı denerler. Çocuklarınıza bağırmaya başlarken, bunları iyice düşünün. Yaptığınız hatanın neticelerine katlanmayı göze alın ve tabii, hiçbir suçu olmayan çocuğun da sizin hatanız yüzünden problemler yaşamasına izin vermeyin.
Eğer çocuğunuza bağırdıktan sonra kusur yaptığınızı farkederseniz, hiç çekinmeden ufak afacandan özür dileyin. "şu anda kendimi çok kötü hissediyorum,önce kendimi toplayayım, sonra seninle hoş güzel konuşuruz" biçiminde bir açıklama çok yararlı olur. Hem siz öfkenizi bastırırsınız, hem de çocuk önemsendiğini farkeder. Çocuk, kendisine değer verildiğini anladığı vakit, küçücük aklıyla kendine çeki düzen vermesi gerektiğini anlar.
Çocuğunuza bağırdığınız vakit, derin bir soluk alıp, "ben neden öfkeliyim ?" sorusunu kendinize problem,vereceğiniz yanıtın çocuğunuzla alakası olmadığını göreceksiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder